Thursday, June 2, 2011

Eren Eyüboğlu

Eren Eyüboğlu Otoportre


1907 yılında Romanya´nın Yaş kentinde dünyaya geldi. Lise çağında özel resim dersleri aldı. Yaş Güzel Sanatlar Akademisi´nde resim öğrenimi yaptı. 1929´da Paris´e gitti. Dört yıl Julian Akademisinde Andre Lhote´un Atölyesinde resim çalıştı. Paris de olduğu süre içinde Monet ve Cezanne’ ı inceledi ve bu sanatçıların kopyalarını çalıştı. 1930´da Paris´de Bedri Rahmi ile tanıştı ve 1936 yılında evlenerek İstanbula döndü.1936 yılında Eren Eyüboğlu ve Bedri Rahmi İstanbul´da dostluklarını devam ettirdiler. O günden sonra, Türkiye´de bir Türk Sanatçısı olarak yaşayan Eren Eyüboğlu, Anadolu´yu dolaştı ve Anadolu insanının yaşam tarzını işlerdi.
Eşiyle birlikte D Grubuna katılarak grubun çalışmalarında etkin roller almıştır.

Bedri Rahmi ile Anadolu’ nun birçok yerini dolaşan Eyüboğlu resimlerinde  yarı soyut ve dışavurumcu bir doğa anlayışı; Doğu insanının geleneksel yaşamına ait konuları resmetmiştir.Sanat yaşamı boyunca farklı sanatsal süreçlerden geçmiştir.Soyut resim yaparken resimlerindeki figürsüzlükten rahatsız olmuş; daha sonraki dönemlerinde yapmış olduğu eserlerde figürden vazgeçememiştir.1950 yıllarında Picasso, Braque gibi ustalardan yaptığı kopyalar sanatçıyı ayrıntıdan uzaklaştırarak yalınlığa, çizgisel ritim ve coşkulu bir renk lirizmine yöneltmiştir. 1955ten sonra bu bağlam içinde rengin ön planda olduğu Lirik Soyutlamalar yapmıştır. 1970ten sonra o güne kadar edindiği deneyimlerini kullanarak daha önce çalıştığı konulara dönmüştür. Bu dönem çalışmalarında figüre daha fazla düşkünlük görülür. 1980e değin yeni renk ve çizgi değerleriyle yeni bir hayat bulan Anadolu manzaralarının yanı sıra, yine ayni renk ve çizgi anlayışından yola çıkarak anlamlı portre ve figürler çalışmıştır.’’Göreli, Fatma Kadın,Ağlayan Gelin’’ gibi portreleri, sanatçının biçim kaygıları yanı sıra duyarlı bir anlatım endişesi taşıdığını göstermektedir. Üç Güzeller,Dört Güzeller gibi mitolojik konulu resimler de yapan Eyüboğlu, bu tür temalara çağdaş bir yorum kazandırmıştır. Anadolu coğrafyası, kültür zenginlikleri ve Anadolu insanı, resimlerinin esin kaynağı olmuştur. Türkiye’yi hiçbir zaman ikinci bir vatan gözüyle bakmamıştır. 1936 yılında geldiği Türkiye’yi anayurdu  olarak kabul etmiştir. Bedri Rahmi Eyüboğlu ile birlikte çıktığı Anadolu gezilerinde yapmış olduğu desenlerin çoğunun yerel motifler olması gerçekten Eren Eyüboğlu’ nun bulunduğu coğrafyayı nasıl benimsemiş olduğunu göstermektedir. Resme duyarlı ve sorumlu bir sanatçı idi Eren Eyüboğlu. Hiç ödün vermedi, başkaları sevsin diye resim yapmadı hiçbir zaman. Hep aradı, sordu; “Bir resim yaparsın çok iyidir, bir resim yaparsın fena değildir. Onu ´iyice´ bir resim izler, ´güzel´ bir resim, ´çok güzel´ bir resim daha sonra.  Ama çok güzel bir resmi hiçbir şey izlemez. Bir çıkmazdır resim. Her zaman bilemezsin, bir önceki mi daha iyiydi, bir sonraki mi daha iyi olacaktır. Yoksa o anda yaptığın mı en iyisi, en güzelidir? Hem ne demek ´iyi´ , ´güzel´? Bir duvara asılacak resim o duvarın sahibine göre güzeldir. Ama resim, dekoratif amaçla yapılanlar hariç, süsleme amacı taşımaz.” “Bir duvarı süslemek amacıyla yapmıyorum resimlerimi”, ölümüne dek üretti sanatçı. “Kendi yolumu bulduktan sonra, bu yolun önü tıkanık mı açık mı, ilerledim mi, geriledim mi yoksa yerinde mi saydım bilmiyorum. Bildiğim tek şey var, çalışmak çabamı ölüm elimden fırçayı alıncaya dek sürdürmek.” Resimle mimarlığın işbirliği konusunda Bedri Rahmi´nin görüşlerini paylaşan Eren Eyüboğlu, eşiyle birlikte Türkiye´de, bu alanda ilk yapıtlarını gerçekleştirmiştir.  Eren Eyüboğlu resmin yanı sıra başarılı Mozaik çalışmaları da yapmıştır.
1953 yılında, Etibank / Ankara için gerçekleştirdiği mozaik çalışmalarını,
4.Levent Mahallesi konut duvarları (1956-1957),
Ankara Çocuk Hastanesi (1955),
Hacettepe Hastanesi (1954-1955),
İstanbul Manifaturacılar Sitesi (1963-1965),
Cerrahpaşa (1978) ve Haydarpaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi (1979) için yaptığı mozaik panolar izledi. Ardında binlerce resim, desen, seramik bırakan Eren Eyüboğlu 30 Ağustos 1988 günü, son otuz yılını yaşadığı Kalamış´da ki atölye evinde yaşama gözlerini kapadı.
Eren Eyüboğlu’nun eserlerini incelediğimizde sanatçının içinde bulunduğu ortamdan ve coğrafyadan etkilendiğini görmekteyiz. Sanat hayatı boyunca hep bir arayış içinde olmuştur. Eserlerinde desen önemli yer tutar.Deseni adeta namus meselesi olarak görmüştür. Yaşadığı her anın kaydını yapmıştır desenlerinde. Desenlerini incelediğimizde sanatçının  geçtiği süreçler içerisinde sanatını  nasıl hızla ilerlettiğini görmekteyiz. Cumhuriyet dönemi ideolojisinin sanata yansıması olan Yurt gezileri sırasında etüt ettiği Anadolu kentlerini ve köylerini de yansıtmıştır. Eşi Bedri Rahmi ile birlikte çıktıkları Anadolu gezilerinde desenlerini yerel motifli kadın temaları oluşturmuştur. Türkmen kadınları motifini defalarca farklı sanatsal alanlarda uygulamıştır. Portrelerinde kimi zaman Modigliani’nin kadınları tarzında ince-uzun yüzler dikkatimizi çeker. Bunları mavi,kırmızı,siyah,yeşil tonlarıyla ve küçük tuşlarla çalıştığı motifli tabakları izliyor. Eren Eyüboğlu da Bedri Rahmi kadar yoğun olmasa da deniz,tekne,balık desenleri de yapmış olduğu eserlerde karşımıza çıkmaktadır. Kimi zaman da ele aldığı bu desenleri bir arda kullandığını görmekteyiz. Sanatçı sanatını oluştururken kendi yolunu bulma uğraşısı içerisinde olmuştur. Bu da Eren Eyüboğlu’nun sanatının tek bir üslup üzerine gitmediğini sanatçının farklı denemelerle bir bütünlük oluşturma çabası içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Sanat hayatının şekillenmesinde  Bedri Rahmi’nin önemli payı olduğunu söyleyebiliriz. Seçmiş oldukları konular benzese de Eren Eyüboğlu’nun figür, renk kullanımı kendine özgü bir üslup ile karşımıza çıkar. Başta da belirttiğimiz gibi sanatçının soyut denemeleri olsa da resminin temelini desenin oluşturduğunu her zaman söylemiştir. Deseni bu kadar önemsemesinin nedeni tuval yüzeyi üzerinde kendi kendine yeten bir yaratı oluşudur. Bu düşüncesi sadece kendi sanat anlayışını bağlar sanatçının. Farklı sanatsal anlayışları anlamak için uğraş verse de desenin namusuna inanmıştır ömrü boyunca. Farklı olmak için hissetmediği desenlerin peşinde koşmamıştır. Eren Eyüboğlu’nun eserleri  duygu, düşünce  bütünlüğü oluşturur. Sanatçı deseni yapar sonra duyumsal algısıyla desen üzerine yorumlamalara gider. Bu da sanatçının kendine özgü bir üslup oluşturduğunun kanıtıdır.                                                                                                                                                                        
     
KAYNAKÇA:                                                                                                                                                              
Eren Eyüboğlu sergi katalogu----- Ferit EDGÜ                                                                                                                                                                                            Bedri Rahmi ve Eren Eyüboğlu’nun Tabak “Nakışları”---Haşim Nur GÜREL

No comments:

Post a Comment